Hayatımızda ki herşey bir ilk defayla başlar..

8 Ağustos 2016 Pazartesi

Hayatta İlk Defa Hocaya Yağ Çekmek

hayatta ilk defa hocaya yağ çekmek

Hayatta ilk defa hocaya yağ çekmek deyimi ile lisede okuduğumuz süre içinde sıkça karşılaşmışızdır. Lise derslerinin yoğunluğundan ötürü çoğu dersi yetiştirmek ve sınıfta kalmamak için iyi niyetle hocalarımızı öven konuşmalar yapmışızdır. işte hocaya yağ çekmek deyimi onları övmekten ve gözlerine girmekten ötürü doğan bir durumdur. Ve bu şekilde konuşsan kişilere söylenen deyimdir.

Ailemiz geçmişte çeşitli nedenlerden dolayı okuyamadıkları için bizlerin yetişmesi ve okuması için çaba sarfetmişlerdir. Kendilerinden bazen "keşke okusaydım" sözlerini hala duyabilirsiniz. İşte bu yüzdendir ki lise hayatı boyunca ailemizin bizden beklentisi çok büyüktür. Onların ağzından sizlere söyledikleri şu sözleri sıkça duyarsınız;

  • "çocuğum okusun iyi yerlere gelsin"
  • "biz okuyamadık siz okuyun"
  • "aman oğlum çalış"
  • "derslerini yaptın mı?"
  • "ders çalışmıyor musun sen?"

Lise boyunca derslerimizin zayıf gelmesi bizleri hep tedirgin etmiştir. Ataerkil bir toplum yapısına sahip olduğumuzdan dolayı ailemizin bizim üzerinde oldukça büyük bir etkisi vardır. Derslerimizin zayıf olmasını hiç bir zaman istemezler. Zayıf olduğunda babamızdan epey öğüt almış ve tepki yemişizdir.

Hayatta ilk defa hocaya yağ çekmek pekte tercih ettiğim bir durum değildi.
Etrafımda ki arkadaşlarımın çoğu bu konuda usta olsalar da yine de bir yerde aşırıya kaçmışlardır.

Öğretmenlerimiz bizim için çok değerlidir. Öğretmenlerimiz Lise hayatımız boyunca ders haricinde hayat konusunda bir çok nasihat ve öğütler vermişlerdir. Bizleri mümkün olduğunca derslerle sıkmamış hatta bazen dersleri bölmüş ve sohbet etmişlerdir. Hatta bazen söyledikleri ve etkili konuşmaları sayesinde geleceğimize yön vermiş belki bir yol çizmişlerdir. Öğretmenlerimiz bazen arkadaş, bazen dost olmuşlardır.

Şüphesiz ki Mustafa Kemal Atatürk'ün şu sözleri çok değerlidir;

"Öğretmenler! Yeni nesil sizlerin eseri olacaktır."

Hayatta ilk defa hocaya yağ çekmek benim için çokta fazla önemli olmamıştır.
Siz eğer çalışır ve kendinize güvenirseniz saygı kazanırsınız.
Kendinize saygı duyuyorsanız yapabileceklerinizin bir sınırı yoktur..

Hayatta ilk defa hep çalışmak dileğiyle..

3 Ağustos 2016 Çarşamba

Hayatta İlk Defa Şiir Okumak

hayatta ilk defa şiir okumak

Hayatta ilk defa şiiri lise yıllarında gerçekleşen bir dinleti de okudum. Dinleti bir topluluğun müzik eşliğinde şiirleri ve ya şarkıları bir konferans salonunda, bir radyoda ve ya bir televizyonda dinleyicilere sunmasıdır. Dinletide seslendirilen ve dinletilen şarkıların eşliğinde şiir ve etkileyici konuşmalar da yapılabilmektedir.

Okuduğum lisenin Türkçe bölüm hocası ünlü şair Atilla İlhan'ın anısına bir dinleti düzenlemişti. Düzenlenen dinletide yazarın ölümsüz şiirleri bir çok sınıftan seçilen öğrencilerle birlikte okunmuştu. Türkçe bölüm hocası dinleti için sınıflardan ses tonu güçlü ve iyi olan kişileri seçmişti. Ders saatleri dışında dinleti için çalışmalar yapardı. Dinleti de seslendirilen şarkılar bazıları Mazhar Alanson'un Yandım, Teoman'ın Aşk Kırıntıları şarkılarıydı.

Hayatta ilk defa bir dinleti de Atilla İlhan'ın Şahane Serseri adlı şiirini okudum.
Daha önce bir şiir okumadığımdan çalışmalarda epey zorluk çeksem de gerçekleşen dinletide kendimi şiirin akışına kaptırmışımdır.

Ünlü şair Atilla İlhan'ın Şahane Serseri adlı şiiri ve kendi sesinden okuyuşu;

yolumdan çekil yavrum
bağlasalar duramam
demir asa demir çarık dedim
neyleyim!
yolculuk dedim
ağaçlara tünedi yine akşam kargalarla bir
rüzgar kendini yerden yere vuruyor
kırık dökük yıldızlar belirli uzaktan
telsiz mevceleri ardım sıra koşturuyor
anamdan yolcu doğmuşum
yedi dağın yolları kalbimden geçer
salkım salkım mısralar gelir içimden
dudaklarımda yağmur damlaları
alır beni yollar beni alır gider

anamdan yolcu doğmuşum
nehirlerle birlikte denizlere kavuştum
akşam dedim
şu koca dünya dedim
ağlasam dedim
yola bir düşüldü mü ömür boyunca gidilir
ekmeğin ve şarabın peşinden
turnaların peşinden
büyük şehirler büyük aşklar
çığlık çığlığa terkedilir
ben
çocuklar gibi sevdim devler gibi ıstırab çektim
damarlarımda dünyanın bütün rüzgarları
harblere açlıklara yalnızlığıma rağmen
anamdan yolcu doğmuşum
neyleyim
gurbet dedim
vatan dedim
hürriyet dedim.

Okuduğum lise de düzenlenen dinletinin benim için Hayatta ilk defa şiir okumam açısından ayrı bir yeri vardır.Dinletiden sonra şiirlere daha fazla önem vermeye başladım. Şiirleri mümkün olduğunca vurgulu ve duygulu ses tonunu ayarlayarak okumak istedim. Bana göre;

  • Şiir okumak sanattır.
  • Şiir okumak hissetmeyi gerektirir.
  • Şiir okumak bütünleşmeyi gerektirir.
  • Şiir okumak paylaşmayı gerektirir.
  • Şiir okumak kendinize güveni aşılar.
  • Şiir okumak duygularımızı geliştirir.
  • Şiir okumak hayatınızı anlamlı kılar.

Hayatta ilk defa olarak Atilla İlhan'ın şiirlerini incelemenizi ve okumanızı tavsiye ediyoruz.

Hayatta ilk defa şiir okumanız dileğiyle..

Hayatta İlk Defa Ağlamak

hayatta ilk defa ağlamak

Hayatta ilk defa doğarken ağlarız. Bu bizim hayata Hayatta ilk defa merhaba deyişimizdir. Hayatta ilk defa gerçek anlamda ağlamak; gözyaşlarımızın neden aktığının farkına varamadığımız zamandır. Her şeyden habersiz gözlerimizi dünyaya açışımızdır.

Dünyaya ilk geldiğimiz an; Annelerimizin ve babalarımızın şüphesiz ki en mutlu olduğu andır. Bugün ailenize kendinizin nasıl dünyaya geldiğini ve neler hissettiğini sorsanız, sizlere ilk gün ki gibi heyecanlanarak anlatırlar. Sizin dünyaya ilk gelişiniz; Ailenizin ve babanızın gözünde unutamayacağı anıların başında gelecektir.

Çocuk olduğumuz zamanlar sürekli anne ve babamızdan bir şeyler almasını isteriz. Annemiz ve babamız bizleri kırmayarak istediklerimizi alırlar. Ancak isteklerimiz sonsuz oldukça gerçekleşmesi zorlaşır ve imkansızlaşır. Henüz çocuk olduğumuzdan dolayı bu bilincin farkında değilizdir. İşte bu sonsuz isteğin gerçekleşmediğini gördüğümüz zaman da ağlarız.

Ergenlik dönemlerinde düşüncelerimiz anlam kazanmaya başlar. Düşüncelerimiz çoğaldığı zaman ağlamanın nedenleri derinleşir. Yetişkin birer birey olduğumuzda ise bu düşünceler daha da derinleşerek pekişir.

Severken de ağlamaya başlarız, kaybederken de, terk edilirken de. En çok bunları hissederiz kalbimizin bir köşesinde. Yakınlarımızı kaybettiğimizde, sevdiklerimizi göremediğimizde, yaşanılan pişmanlık dolu anları hatırlarken de ağlarız.

Ağlamak tabi ki de sadece üzüntülerimizden doğmaz. Ağlamak bazen hayatımız en mutlu olduğu zaman da gerçekleşir. Hedefimizin başarıya ulaştığını görünce, emeklerinin başarıya ulaştığını fark edince de ağlarız.

Galatasaray ülkemiz adına Hayatta ilk defa uefa kupasını alırken sevinçten ağlayan insanları görmüşümdür. O yıllar 10 yaşlarında olduğumdan neden ağladıklarını kavrayamamışımdır.

Her ne nedenden olursa olsun ağlamak insanların en doğal tepkisidir.

  • Ağlamak bireylere üzüntü verir, kederlendirir. Ancak;
  • Ağlamak bazen cesaret verir.
  • Ağlamak bazen kendine güveni aşılar.
  • Ağlamak bazen gelecekteki pişmanlıkların önüne geçer.
  • Ağlamak bazen farklı duyguları hissetmemizi sağlar..

Ağlamak bazen bizi; Hayatta ilk defa gerçekleşecek olaylara hazırlar.

Hayatta ilk defa üzüntülerinizin ve kederlerinizin en az olması dileğiyle..

26 Temmuz 2016 Salı

Hayatta İlk Defa Gün Birlik Günü

hayatta ilk defa gün birlik günü

Hayatta ilk defa gün birlik günü gerçekten de öyle.. Ülkemizde ki kalkışmadan ve darbe girişiminden dolayı uzun bir süredir yeni bir yayın yazmak kolay olmadı. Ülkemizin ne hale düşürdüklerini gördükçe üzülmemek için kendimi zor tuttum.

Ülkemizin başında ki bu beladan ancak hepimizin bir olmasıyla, bir kalmasıyla ayrım yapmadan sen busun sen şusun demeden birleşerek kurtulabiliriz. Birleşe birleşe güçlenmeliyiz.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de dediğini gibi;

" Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir ! "

Sözlerimin bundan sonra anlatacaklarının o kadar da önemi yoktur. Ancak şunu gördüm ki biz her zaman birmişiz, bizi ayıranlara en büyük cevabı böyle verdik.

Son zamanlar da asla göremeyeceğim diye düşündüğüm kareleri gördüm. Farklı siyasi görüşlerin bir araya gelişini, kardeş gibi olduklarını gördüm.

Bundan sonra Cumhurbaşkanımızın dediği gibi artık

" Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Devlet "

olmalıyız.

Aramıza nifak tohumları ekenleri tarihin kirli sayfalarına gömmeliyiz.

Hayatta ilk defa gün birlik günüdür. Daha da ötesi yoktur. Hep bir kalmak ümidiyle..

16 Temmuz 2016 Cumartesi

Hayatta İlk Defa 7'den 77'ye İzlemek

hayatta ilk defa 7 den 77 ye izlemek

Hayatta ilk defa 7'den 77'ye programını izlemek bir ayrıcalıktır. Neden diye soracak olursanız rahmetli Barış Manço'nun bizlere bıraktığı hafızalara kazınmış 7'den 77'ye programı düne, bugüne ve yarına hitap eden eşsiz bir programdır. Barış Manço 90'lı yıllarda çocuk olan herkesin aklında ve hafızalarında kalmıştır. Bugün hala anılan, bıraktığı izleri ve etkileri dün gibi hissedilen çok değerli bir sanatçıdır. Onun anısına vapur turları yapılmakta, müze olan evine ziyaret edilmektedir.

7'den 77’ye programı, Barış Manço ve Erkmen Sağlam'ın birlikte düzenledikleri bir aile ve eğlence programıdır. Dönemin kanallarından TRT'de yayınlanmıştır. İlk yayın tarihi 1988 yılına denk gelmekte olup oynadığı her pazar günü bizleri neşelendirmiştir. Programın açılış ve kapanış müziği Barış Manço'ya ait olan anahtar adlı şarkısıdır.

hayatta ilk defa 7 den 77 ye izlemek

7'den 77'ye televizyon programının içinde çeşitli bölümleri barındırır. Bu bölümler;

  • Adam Olacak Çocuk : Her hafta 7-8 çocuk ve ailesinin katıldığı bölümde Barış Manço çocuklara birtakım sorular sorar ve soruların sonunda onlardan şarkı söylemesini istemiştir. Söyledikleri şarkılar üzerinden en çok puanı alan çocuklara hediye verilir ve çocuklar o haftayı en mutlu şekilde geçirenler olarak hayatının en mutlu anlarından birini yaşamış olurlardı.
  • Adam Olmuş Çocuk : Bu bölümde Barış Manço; meslek yaşamında başarılı olmuş ünlü sanatçıları programa davet edip onlarla sohbet ederdi. 1994 yılında başlayan bu bölümün ilk konuğu Mustafa Sandal olmuştur.
  • İkinci Kahvaltı : 70 yaş üzeri yaşlıların programa konuk olduğu bölümdür.
  • Dönence Dünya Turu : Bu bölümde Barış Manço, dünyanın değişik bölgelerini gezerek oranın kültürünü yaşam tarzlarını bizlere anlatmıştır. Bu bölümde özellikle gezilen yörenin kılık kıyafet ve şarkıları gibi kültürel yönleri izleyiciye aktarılır.
  • Dere Tepe Türkiye : Türkiye'nin belli başlı tarihi ve turistik bölgelerini gezerek bizlere tanıtıldığı bölümden oluşuyor.
  • Manço Klip ve Yabancı Klip : Her program'da Barış Manço'nun bir klibi yayınlanır, sonrasında da dünya da popüler olan bir müzik klibi yayınlanırdı.
hayatta ilk defa 7 den 77 ye izlemek

İçlerinden en sık izlenen ve hafızalara kazınan bölüm Adam Olacak Çocuk 'tur. 7'den 77’ye programı 1998 tarihinde sona ermiş toplam da 378 bölüm çekilmiştir. Ve 1990 yılların en çok izlenen çocuk programıdır.

Barış Manço'nun programın sonunda söylediği;
"Programımızın sonuna geldik. Bana her konuda; ama her konuda yazmaya devam edin. Adresimi biliyorsunuz; Barış Manço Moda 81300 İstanbul. Tekrar ediyorum; Barış Manço Moda 81300 İstanbul. Haftaya karşılaşmak umuduyla, sağlıcakla kalın."
sözleri şu an hala ezbere söylediğim hatırladığım ve unutamayacağım sözleridir.

Günümüzde böylesine değerli bir sanatçının yokluğu derinden hissedilmektedir. Hayatta ilk defa 7'den 77'ye izlemek hayatım boyunca unutamayacağım sözleri içinde barındıran muhteşem bir duygudur.

14 Temmuz 2016 Perşembe

Hayatta İlk Defa Barış Manço Dinlemek

hayatta ilk defa barış manço dinlemek

Hayatta ilk defa Barış Manço dinlemek adam olmaya ilk adımdır. Neden diye soracak olursanız 90'lı yılların vazgeçilmezleri arasında olan Barış Manço'nun sunduğu Adam Olacak Çocuk programı o yıllarda çocuk olan herkesi etkisinde bırakmıştır. Barış Manço çocukluk yıllarıma denk geldiğinden en çok aklımda kalan sanatçıların başında gelir. O bir sanatçı olmanın ötesinde adeta bir baba, bir abi gibi programlarını sunar insanlarla birebir ilgilenirdi. Öylesine içten sunardı ki sokaklarda ve mahallemizde yaşayan her çocuk Adam Olacak Çocuk programına katılmayı çok isterdi. Her ne kadar bende o yıllar bu programa katılmak istesem de katılamamıştım.

Peki bizleri böylesine bağlayan Adam Olacak Çocuk Programının İçeriği Neydi ?

hayatta ilk defa barış manço dinlemek

Adam Olacak Çocuk (8 Ekim, 1988 - 6 Aralık, 1998) yılları arasında çekilmiş Barış Manço'nun sunduğu 7'den 77'ye programının bir parçası olan ve 10-15 dakika süren bir bölümdür. Barış Manço, her hafta yaklaşık 7 çocuğu sahneye çıkartıp;

  • "Araba'ya bindiğinde hangi koltuğa oturursun?,"
  • "Sabah kalktığında ilk ne yaparsın?"
  • "Kahvaltı da ne yersin?"
  • "Portakalın içinde hangi vitamin vardır?"
  • "En çok dinlediğin şarkı nedir?"

gibi sorular sorar, sorulardan sonra da çocuklara şarkı söyletirdi. Çocukların genelde söyledikleri şarkılar ise;

  • Tarkan - Oynama şıkıdım şıkıdım
  • Tarkan - Şımarık
  • Barış Manço - Arkadaşım Eşşek
  • Barış Manço - Ayı
  • Barış Manço - Müsadenizle Çocuklar

gibi şarkılardı.

Adam Olacak Çocuk programına 1982-1996 yılları arasında doğmuş olan çocuklar katılabilmiş etkisi ise 2005 yıllarına kadar sürmüştür.

hayatta ilk defa barış manço dinlemek
Hayatta ilk defa Barış Manço'yu; müsadenizle çocuklar şarkısıyla 1996 yılında o dönem televizyonda oynadığı klibi izlereyek görmüş ve dinlemiştim.

Günün bazı saatlerinde şarkılarında söyledikleri sözleri ister istemez hatırlar insan. Bu sözlerden bazıları her ne kadar eskiden söylenmiş atasözleri olsa da onları bir şarkıya dönüştüren yegane sanatçıdır Barış Manço. Günümüzde hala bazı şarkıları hatırlanır, hatta televizyon reklamlarında Barış Mançonun şarkılarının müziğini kullanarak reklam yapan şirketlere de rastlarsınız. Bu deyimlerden sözlerden bazıları şunlardır;

  • Sarı çizmeli Mehmet Ağa
  • Halil ibrahim sofrası
  • Süper babaanne
  • Aman yavaş aheste
  • Bir baltaya sap ol
  • Bugün Bayram
  • Oku bakayım
  • Hemşerim memleket nire
  • Domates Biber Patlıcan

Bir Barış Manço dinlemiş ve ya izlemiş bir insan bu sözleri nasıl unutabilir. Bizlere bıraktığı bu eserleri bugünlerde yaşayan her hangi bir sanatçının bırakabileceğine ihtimal dahi veremiyorum. Günümüzde gerçek anlamdan sanatçı diyebileceğimiz böylesine içten, böylesine espiritürel, böylesine alçak gönüllü bir sanatçı bulmanız inanın çok zordur. Barış Manço'nun bu programı bazı insanlarımızın üzerinde deli dolu bir hayat bırakmıştır. Bazılarımızı da gerçekten de adam yapmıştır.

hayatta ilk defa barış manço dinlemek

Hayatta ilk defa Barış Manço dinlemek ve onun yaşadığı döneme denk gelmek bulunması zor bir zaman dilimidir. Siz siz olun adam olun ya da olmaya çalışın ama mutlaka Barış Abi'yi hatırlayın.

7 Temmuz 2016 Perşembe

Hayatta İlk Defa Bayram Harçlığı Almak

hayatta ilk defa bayram harçlığı almak

Hayatta ilk defa bayram harçlığını bana hatırlatıldığı kadarıyla 1995 yılında ailemden almışım. Herkesin Hayatta ilk defa aldığı bayram harçlığının onun için ne kadar anlam taşıdığını ancak ve ancak kendisi yaşayarak bilebilir. Her ne kadar bayramları sadece bayram harçlıklarından ibaret olarak görmesekte, çocukluğumuz bayram harçlığı alabilmekle geçmiştir.

Hiç unutmam bir gün bayram harçlığı alabilmek için aile bireylerinin listesini çıkarmış ve hepsine tek tek uğrayıp harçlık almaya çalışmışımdır.
İnanın çok zevkli ve ayrıcalıklı bir işti tabii ki de çocukken.. :)

Çocukluğumuz hep bir şeyleri istemekle geçmiştir. Annenize, babanıza karşı "Anne bunu bana alsana", "Baba bana bunu al" şeklinde konuşmaları sıkça sarfetmişizdir. Çoğu zaman annemiz babamız bizi kırmayarak istediklerimizi almıştır. Daha fazlasını isteyince olumsuz yanıt almışızdır. Yaşımız ilerledikçe bayram harçlıkları artık gözümüzde adeta hazine gibi görünmeye başlamıştır. Bir şeyleri kendi başımıza almaya başlamak bayramda verilen harçlıklarla kendini göstermiştir.

Yetişkin bireyler olmaya başladığımız zamanlar bayram harçlıklarını aldığımız son dönemlerdir. Artık bir birey olduğumuz gerçeğini saklayamasakta ailemiz bizleri hala gözlerinde küçük görebilirler. Üniversiteye gittiğimiz yıllar ailemiz; ellerinden gelen desteği bize verirler. Ailelerimizin hakkını ödemek inanın gerçekten çok zordur. Yıllarca bizim yetişmemiz için çabalarlar. Bir baltaya sap olabilmekte bize düşmektedir.

Siz siz olun bayramlarımızın kıymetini bilin..

Hayatta ilk defa bayram harçlığı almak nasıl harika bir duygu olmasın ki..

6 Temmuz 2016 Çarşamba

Hayatta İlk Defa Bayram Kutlamak

hayatta ilk defa bayram kutlamak

Hayatta ilk defa bayramı 1995 yılında ailemin ve akrabalarımın ellerini öperek kutlamışım. Bayramlar; tüm müslüman aleminin kutladığı, tüm aile bireylerinin ve akrabaların bir araya geldiği, darılanların barıştığı, nefretlerin sevgiye dönüştüğü çok özel bir gündür. Yıllarca konuşmayan akrabaları bir günde barıştırabilen bayramlarımız toplumumuz vazgeçilmez bir parçasıdır. Öyle ki hayatta en güzel olan duygular içinde saflığı, doğruluğu, dürüstlüğü ve ahlakı barındıran duygulardır. Bu duygular dinimizin en önemli parçalarıdır.

Herkesin bildiği gibi Bayram gününün bazı bilindik yanları vardır. Bir Bayram gününü kısa bir şekilde özetlemem gerekirse;

  • Sabah erkenden kalkılır, beden temizliği yapılır.
  • Bayram traşı olunur.
  • Takım elbiseler giyilir.
  • Bayram namazı kılınır.
  • Aile bireylerinde küçük olanlar büyüklerinin ellerini öper.
  • Aile bireyleri birbirleriyle sarılır.
  • Büyükler küçüklere bayram harçlığı verir.
  • Bayram ziyaretleri başlar.
  • Aile bireylerinin en büyüklerinden başlayarak hepsine tek tek ziyarete gidilir.
  • Uzaktaysalar telefonla konuşarak ya da görüntülü konuşma yaparak bayramları kutlanır.
  • Bayram şekeri, Bayram çikolatası ve kolonya ikramı yapılır.
  • Küçükler evlerde koşuşturmaya büyükler özel ve iş hayatlarından bahsetmeye başlar.
  • Uzunca koyu bir sohbet başlar.
  • Aileler hayatta ilk defa bayramlarda bir araya gelir hep birlikte güler hep birlikte olurlar.
  • Sohbetlerin sonuna gelinir.
  • Herkesin elleri öpülür, vedalaşmak üzereyken bayramları yeniden kutlanır.

Klasik bir bayramın günü işte tam da bu şekilde geçer diyebilirim.

hayatta ilk defa bayram kutlamak

El öpmek tabiri büyüklerimize saygıdan ötürü yapılan çok önemli bir gelenektir. Saygı dinimizin en önemli değerlerinden biridir. Güzel ahlak'a sahip bir insanın vicdanı da temiz olur. Vicdanı temiz olan bir insanın ruhu da temiz olur.

Yine bugünün tarihi gibi o günün bayramı da ramazan bayramıymış.
Tam hatırlayamamakla birlikte ve ailemden öğrendiğim kadarıyla ilk babamın elini öpmüş ve bayramını kutlamışım.
O yıllar rahmetli Barış Manço'nun Bugün Bayram şarkısı çalar hatta bazen kendisi bayramda televizyonlarda canlı olarak söylerdi.

Her ne şekilde geçerse geçsin, hangi bayram olursa olsun en güzel anları hatırlamak ve ailenizin bir arada olduğunu anımsayabilmenin başka hiç bir duyguya eşdeğer olamayacağını çok iyi bilmeliyiz. Belki geçmişi konuşmanın bize katacağı herhangi bir şey yoktur ancak güzel anları hatırlayabilmek onları yeniden yapabilir miyim düşüncesini aklımıza getirebilir. Bugünlerde böyle bir duygunun eşdeğerini bulmamız imkansızdır. Eskilere özlem duymak onları bizim için güzel kılar. Yeniden yapılabilirliliğini sorgularız. Yeniden güleceğimizin ve mutlu olabileceğimizin farkına varırız.

Hayatta ilk defa bayram kutlamak benim paha biçilemez bir duygudur. O gün içinde yaşanılan anıların yerine başka bir anı koyamazsınız. Bayramlarımızı kıymetini bilmeliyiz.

4 Temmuz 2016 Pazartesi

Hayatta İlk Defa Araba Kullanmak

hayatta ilk defa araba kullanmak

Hayatta ilk defa arabayı 2007 yılında kullandım. Arabayı ilk kullanıldığında hissedilen duygu bambaşkadır. Kontrolünün nasıl bir şey ifade ettiğini arabayı ilk kullandığınızda anlarsınız. Arabada acemilik 3 şekilde karşımıza çıkmaktadır. Arabanın acemiliği, arabayı sürememe acemiliği ve trafiğin acemiliğidir.

Arabanın acemisiyseniz; vitesin nasıl atıldığını, el frenin hangi durumda kullanıldığını, sinyalin nereden verildiğini, göstergelerin neyi ifade ettiğini öğrenmek zorundasınız. Arabayı kullanmaya başlamadan önce arabanızı tanımalı, onunla bir bütün halinde olmalısınız.

Daha sonra arabanın kullanabilme acemiliği başlayacaktır. Bu da bir eğitime tabidir ve arabanın nasıl kullanılacağını öğrenmeniz gerekmektedir.

Diğer bir acemilik ise trafik acemiliği'dir. Araba kullanmayı öğrenseniz dahi eğer trafik kurallarından haberiniz yoksa trafiğe kesinlikle çıkmamalısınız. Trafiğin acemiliğini atmak için trafik eğitimi alabileceğiniz gibi trafiği takip yeteneğiniz de bir o kadar geliştirmek zorundasınız.

Hepsinin acemiliğini üstünüzden attıktan sonra ehliyet için başvuru yapabilirsiniz. Böylelikle ehliyet alma süreciniz daha hızlı olacaktır. Unutmamalısınız ki kendinize güvenmek sizi daha iyi bir sürücü yapacaktır. Kendinize güveniyorsanız yapamayacağınız hiç bir şey yoktur.

Günümüzde bildiğiniz gibi araba kullanmak artık günlük hayatımızın bir parçası haline gelmiştir. Arabaya; iş hayatımızda, acil durumlarda ve ya seyahat etmek istediğinizde her an ihtiyaç duyabilirsiniz.

hayatta ilk defa araba kullanmak
Hayatta ilk defa arabayı babam öğretmiştir.
Babam çalışmadığı günler beni, boş bir pist alanına götürerek araba ile ilgili bildiklerini bana aktarmaya çalışmıştır.
Dikkatli dinlemediğim zamanlar dikkatimi vermemi, nerede yanlış yaptığımı bana söylemiştir.

Arabayı ilk kullandığımız da çoğumuzun yaptığı hataları bilirsiniz. Bunlardan bahsedecek olursak; "Arabayı hoplatma" diye tabir ettiğimiz arabanın debriyaj pedalını hızlı bir şekilde çekmemizden dolayı kaynaklanan bir durumdur. Hayatta ilk defa araba kullanırken de en sık karşılaşılan durumlardan biridir. Bunu düzeltmek için defalarca alıştırma yapmak ve test sürüşleri gerçekleştirmektir.

Yine unutkanlıktan ötürü karşılaşılan durumlardan biri de el frenini indirmeden kalkış yapmaya çalışmaktır. Frenleri çok fazla aşındırabilen aynı zamanda frenlerin tutmamasına yol açabilen bu durum neyse ki öğrenildiğinde ve dikkatli olunduğunda yeniden yapma olasılığı azalmaktadır.

Diğer bir durum ise kalkış sırasında arabayı aşırı şekilde hızlı yerinden sıçratarak kalkış yapmaktır. Bu alışkanlık her ne kadar bazı durumlarda gerekse de yine de devamlı yapılmaması çok önemlidir. Aniden kalkışlar kazalara yol açabileceği gibi bir çok nedenden ötürü arabanızı da yıpratabilir.

Başka bir durumsa; direksiyonu sabit tutamamaktır. Direksiyonu sabit tutamamak arabanın devir hızı arttığında hakimiyeti zorlaştırır. Bu da kazalara yol açabileceği gibi hayatımıza neden olan çok tehlikeli bir durumdur.

Siz siz olun arabayı kullanmayı tam anlamıyla öğrenmeden trafiğe çıkmamanızdır.

Hayatta ilk defa araba kullanırken geçirilen zaman çok zevkli bir andır ve benim için Hayatta ilk defa araba kullanmak bambaşka bir duygudur..

3 Temmuz 2016 Pazar

Hayatta İlk Defa Şarkı Söylemek

hayatta ilk defa şarkı söylemek

Hayatta ilk defa şarkı söyleme girişimim 2010 yılında eğitim aldığım bir kursta oldu. Üniversite'ye yeni başladığım yıllarda gitar eğitimi almak istemiştim. Liseden kalma bir hevesim ve derin düşüncelerle dolu karamsarlıklarım beni bir şeyleri ispat etmeye itiyordu. İçimde bir başka benin farkında olduğumu bildiğimden ücretsiz bir gitar eğitimine kayıt oldum.

Kurs ücretsiz olsa da hoca üstümüzde duruyor gerçekten ilgileniyordu. Her ne kadar ağırdan alsam da bir şeyler öğrendiğimi farkediyordum. Hoca ders sonlarında gitar gösterisini yapıyor sesi iyi olan bir kursiyer hocaya eşlik ediyor bir ders gününü o havayla bitiriyorduk. Bir gün hoca gitarla alakalı bir bölümden bizi sorumlu tuttu. Gitar tutuşumuzu, gitar tellerine doğru bir şekilde basıp basmadığımızı kontrol etti. Her ne kadar yapabilsem de yine de kursun hocası daha fazla çalışmam gerektiğini söyleyerek uyarılarda bulundu.

Kurs hocamın tüm ısrarları üzerine Haluk Levent'in Beni Biraz Anlasana şarkısını söyledim.
Ancak kurs hocam ve dinleyen diğer kursiyerler sesimi pek beğenmediler.
Doğal bende beğenmiyordum zaten.
hayatta ilk defa şarkı söylemek

Bugünlerde gitar akorlarını ve notalarını temiz bir şekilde basmama rağmen ses eğitimimin yetersizliğinden henüz şarkı söylemek için hazır olmadığımın farkındayım. Siz siz olun boş vaktiniz de mutlaka özel bir gitar hocasının size gösterdiği çizgide bir şeyler öğrenmeye çalışın. "Yapamıyorum" diyerek daha baştan pes etmeyin sabırlı olun. Hiç bir şey çalmasanızda yavaş yavaş başaracağınızı unutmayın. Bugün dinlediğimiz bütün profesyonel sanatçılar da aynen bizim gibi amatörlerdi. Eğitimleri ve kendi çabalarıyla bugüne gelmişler, bizlerin en sevdiği sanatçılar olmuşlar ve eserleriyle hayatımıza yön vermişlerdir.

Şunu çok iyi farketmişimdir ki kesinlikle bir gitar hocasının size öğrettikleriyle sınırlı kalmamanızdır. Mutlaka kendinizi her gün gitar egzersizleri yaparak geliştirmelisiniz. Gitar da çıkardığını her notanın da sesli olarak söylemek sese alışmak açısından çok önemlidir.

Gitar kursunun bana kattığı sadece yeni bir şeyleri öğrenmemden öteye gitmedi. Hayatta ilk defa şarkı söylemek benim için daha fazla ses eğitimi almam gereken bir durum olduğunu gösterdi.

2 Temmuz 2016 Cumartesi

Hayatta İlk Defa Geleceğe Dönüş İzlemek

hayatta ilk defa geleceğe dönüş izlemek

Hayatta ilk defa Geleceğe Dönüş filmini 2000 yılında izledim. Hayatta ilk defa ailemle birlikte izlediğim geleceğe dönüş filmi tüm çocukluk hayatımın vazgeçilmezleri arasındadır. Bugün yeniden oynasa, ilk izlediğim gibi defalarca sıkılmadan izlerim.

Geleceğe Dönüş günlerce, aylarca, yıllarca hep hafızamın bir köşesinde yer etmiştir.
Hala da filmin adını duymak bile yetiyor anları hatırlamaya.
Ve o anılar bazen üzer, bazen de etkiler insanı derinden..

Hatırlarsanız 2000 yıllarında ülkemizde bilgisayarın henüz yayılma aşamasının başında olduğu yıllardır. Her evde bir bilgisayar bulmak biraz zordur. Peki bilgisayar neden her evde yoktu? Çünkü insanlarımızın alım gücü az ve istekleri sonsuzdu. 2000'li yıllarda, televizyon tüm çocukluk hayatımızın vazgeçilmez bir parçasıydı. Televizyonda bir film, bir dizi ya da bir show varsa hep birlikte izlenir, hep birlikte gülünür ağlanırdı. Bu yıllarda eskilerin gelenekleri bozulmamış, insanlar bir araya daha sık gelerek bir sosyal faaliyette bulunabiliyorlardı. Böyle bir geleneğin son anlarını yaşadığım ve gördüğüm için kendimi çok şanslı hissederim. Ne bilgisayar fazla yaygınlaşmamış ne de eskilerin gelenekleri hala bitmemişti.

İşte böyle bir zamanda televizyonda gördüğüm Geleceğe Dönüş filmi beni benden almıştı. Peki neydi bu filmin beni benden alan yanı ?

Filmin Türü ve Oyuncuları

hayatta ilk defa geleceğe dönüş izlemek

Geleceğe Dönüş (Back To The Future); Robert Zemeckis yönetmeliğinde 1985 yılında yapılmış bilim-kurgu, mecera ve komedi türlerini bir arada barından türünün en iyi filmlerinden biridir. Öylesine iyidir ki Zemeckis, filmin çekimlerinin günlerce sürdüğünü hatta Geleceğe Dönüş"The Film That Would not Wrap" (Hiç Bitmeyecek Film) diye adlandırıp sersenişte bulunmuştur. Zemeckis, ayrıca çekimler sırasında hep uykulu olduğunu bu yüzden de çok kilo aldığını söylemiştir.

İyi ki almış diyoruz. Böylesine özel bir filmi insanlara kazandırdığı için iyi ki de kilo almışsın Zemeckis..

Filmin yapımcıları; Steven Spielberg, Bob Gale, Neil Canton, Kathleen Kennedy, Frank Marshall'dır.
Filmin başrol oyuncuları; Michael J. Fox (Marty McFly), Christopher Lloyd (Emmett Brown)'dur. Ve kariyerlerinin zirvelerini bu filme borçludurlar. Ayrıca filmin yardımcı oyuncularını da hatırlamamak olmaz.
Filmin yardımcı oyuncularıysa; Crispin Glover (George McFly), Lea Thompson (Lorraine McFly) ve Thomas F. Wilson (Biff Tanen)'dır.

Başrol oyuncularından Michael J. Fox (Marty McFly) ise çekimler nedeniyle uyumaya hiç vakit bulamadığını söylemiş. Film ve televizyon sektöründe olduşunu hayalim diyerek belirtmiştir.

Filmin Konusu

Dr. Emmett Brown geçmiş ve geleceğe zamanda yolculuk yapabilen bir zaman makinesi icat etmiştir. Dr. Emmett Brown'la Marty McFly, Delorean diye adlandırılan bu arabayla geçmişe ve geleceğe gider. Bu arada olan olumsuz olayların önüne geçebilmek için başından geçen olayı anlatan bir filmdir.

Filmin Öyküsü

hayatta ilk defa geleceğe dönüş izlemek

Filmin başında Marty McFly, Dr. Emmett Brown'un evine gelerek gitarını evde bulunan büyük bir amfiye bağlar. Gitarını eline alıp amfinin karşısına geçer. Gitarın teline dokunduğu an sesten dolayı geriye doğru uçar. İşte tam bu sırada telefon çalar. Telefonun ucundaki deha Dr. Emmett Brown'dur ve Marty'ye gece alışveriş merkezinin otoparkına gelmesini ister.

Ayrıca Marty amfinin sesini biraz fazla açtığını Dr. Emmett Brown'a söyler. Dr. Emmett Brown'da biraz serzenişte bulunduktan sonra saatin kaç olduğunu sorar. Marty saati söyler ancak Dr. Emmett Brown evdeki saatlerin yanlış olduğunu söyleyince Marty okula geç kaldığını farkederek telefonu kapatır. Okula geç kaldığını öğrenen Marty kaykayıyla birlikte okula doğru yönelir ve öykü böylece başlamış olur.

Gece olunca yorgun bir şekilde kalkan Marty, kamerasını ve kaykayını alıp Dr. Brown'un yanına gider. Gecenin ışıklarının yola yansımasıyla Marty doktorun yanına ulaşır.

Sevgili okuyucularım Marty'nin kaykayla gece yanan lambaların yollara yansıyan ışığıyla kaykay sürmesi ve Dr. Brown'ın yanına gittiği bu sahneyi çok beğeniyorum.
İnanın defalarca izlemişimdir. Mutlaka sizde ayrıntılı bir şekilde izleyin.
hayatta ilk defa geleceğe dönüş izlemek

Dr. Brown, "zaman makinesi" olarak adlandırdığı Delorean DMC-12 model bir arabayı bir tırın arkasından dışarı çıkarır. Arabayı uzaktan kumandayla konrol edebilen Dr. Brown, Marty'ye zamanda yolculuk yapabildiğini anlatır ve her anlatığını kameraya çekmesini söyler. Arabanın plütonyumla çalıştığını, saatte 88 mil hıza ulaşınca geçmişe veya geleceğe gittiğini Marty'ye anlatır. İlk deney köpeğin üzerinde denenir. Dr. Brown'un köpeğinin adi Einstein'dir. Dr. Brown onu 1 dk geleceğe yollar ve 1 dk. sorna araba geri gelir. Einstein'a gayet iyi herhangi bişeyden haberi olmamış bir haldedir. Dr. Brown, Einstein'ı yolculuğa çıkarmadan önce boynuna taktığı saatle kendi saatini karşılaştırır ve 1 dk fark olduğunu görür. Sevinir ve böylece ilk deneyinde başarıya ulaşır.

Herşey güzel giderken Dr. Brown'un plütonyumdan bomba yapma vaâdiyle kandırdığı Libyalı teröristler baskına gelir. Ve Dr. Brown vurulur. Tam Marty vurulacakken silah tutukluk yapar ve zaman makinesine binip oradan uzaklaşmaya çalışır. Ama kaçması için hızlanması gerekir. Tam o sırada hızı 88 mile çıkan araba 1955 yılına gider. Ve hikaye daha da zevkli bir hal almaya başlar. Marty, Dr. Brown'u kurtarabilecek midir? Bence mutlaka izleyin ve görün derim..

hayatta ilk defa geleceğe dönüş izlemek

Filmin Devamı

Filmin devam niteliğinde çekilen Back To The Future 2 ve Back To The Future 3 konularıyla bizi daha heyecanlandıracaktır. İlk filmin sizi yarıda bıraktığını düşünüyorsanız. Mutlaka izleyin. Zaten konuyu anlayacaksınız.

Hayatta ilk defa Geleceğe Dönüş filmini izlemek olağanüstü bir duygu olduğu gibi, her zaman izleyeceğim, gelecekte ki çocuklarıma da izlettireceğim yeri bambaşka olan bir yapımdır.

1 Temmuz 2016 Cuma

Hayatta İlk Defa Rusça Öğrenmek

hayatta ilk defa rusça öğrenmek

Hayatta ilk defa Rusça'yı 2014 yılında ücretsiz katıldığım bir kursta öğrendim. Rusça ile ilgili okul hayatım boyunca herhangi bir eğitim almamıştım. Kendi kendime araştırarak öğrenmeye de çalışmamıştım. Sadece merak ettiğim ve ikinci bir dil eğitimi almak amacıyla kursa katıldım.

Rusçanın yanından geçmeyen, Rusçanın 'r' sini bile bilmeyen biriydim.
Edinebileceğim bir bilgi ve yararlanabileceğim bir kaynak dahi yoktu.
Öğrenmeye çalışsam bile nasıl ve nereden başlayacağımı bilmiyordum.

Günümüzde iş hayatımıza başlamadan önce hemen herkesin karşılaştığı durumdur dil bilgisi. Genel olarak "ingilizce bilen" terimi iş ararken fazlasıyla karşımıza çıkmaktadır. Artık firmalar ve işverenler, iş alımlarında İngilizce bilen aramakta ve ayrıca ikinci bir dil bilip bilmediğini sormaktadırlar. Durum böyle olunca iş arayanlar, kendilerini mümkün olduğunca geliştirmeli ve geleceği için kendisine yatırım yapmalıdır. Unutmamalıyız ki insanın kendine yapacağı her yatırım kendi kariyeri ve geleceği için paha biçilemez bir değerdir.

Hayatta ilk defa Yeni bir alfabe ve yeni bir dil düşüncesiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği İSMEK kurslarına katıldım. İSMEK'te her ne kadar değerli eğitimcilerin olduğunu bilsem de yine de bu eğtimin yeterli olmayacağını, kendim için sadece başlangıç olacağını biliyordum. Kursun bana bir şeyler katabileceğinden de pek emin değildim. Ancak İSMEK bu düşüncemi tam tersine çevirmiştir. Birşeyler öğrenebileceğimden pek emin olmadığım bu kursta yaklaşık 6 ay kadar bir eğitim aldım. Bu eğitimde Rusça alfabeyi, cümleler kurmayı, cümle çevirisi yapmayı, metin okumayı öğrendim.

Eğitimlere kesin öğrenme niyetiyle devamsızlık yapmayarak gittim. Kursa başladığımda 33 kişi olan sayı, kurs bitiminde 7 kişiye kadar düşmüştü. Her ne hikmetse öğrenme niyetli olan arkadaşlar kursu teker teker bırakıyordu. Hatta kurs başladığında Rusça konuşabilen biri dahi kursu bırakmıştı. Sevgili okuyucularım, bir şeyleri anlamaya çalışmak bize öğrenmeyi özendirir. öğrenmenin yarısı da merak etmektir. İşte tam da bu düşünceyle belki zorlanarak ancak sabrederek kursu sürdürdüm. Kursu sürdürmemde ayrıca Rusça hocasının da emeği vardır. Hiç bilmediğiniz ya da nefret ettiğiniz bir konuyu dahi sizlere usanmadan, bıkmadan anlatabilen biriydi. Onun sayesinde kendimi geliştirmek hiç zor olmadı.

Sevgili okuyucularım İSMEK her ne kadar iyi eğitim verse de kendimizi geliştirmek bize bağlıdır. Herşey kendimizde bitmektedir. Bu yüzdendir ki başlangıç eğitimi için İSMEK gayet iyi bir eğitim kurumudur.

Hayatta ilk defa Rusça öğrenmek iyi ki öğrenmişim dediğim bir duygudur.

30 Haziran 2016 Perşembe

Hayatta İlk Defa Banka Sınavlarına Girmek

hayatta ilk defa banka sınavlarına girmek

Hayatta ilk defa banka sınavlarına 2015 yılında girdim. İş arayışı; okuldan mezun olduğumuz andan itibaren başlayan bazılarının hemen bulmasıyla, bazılarının ise arayışlarda olduğu süreçtir. Uzun süre iş aramanın etkisinden dolayıdır ki artık sadece çalışmak düşüncesine kapılıyoruz. Okuduğumuz bölümden iş bulmanın zor olduğu ülkemizde hayallerimizi gerçekleştirmek ancak çok çalışmanın ve sabrın sonunda gerçekleşebilmektedir.

Banka sınavları iş arayışı sürecinde girdiğim sınavların başında gelmekteydi.
Banka sınavlarına 4-5 kez girdiğim halde kazanamamıştım.
Her ne hikmetse kazanmak nasip olmadı.

Banka sınavına katılacak olan sevgili okuyucularım; sınavlarda sorulanlar hakkında sizleri şöyle bilgilendirebilirim. Sınavlarda Matematik-1, Genel Mantık, Grafik Yorumlama gibi konulardan soru sorarlar.

Matematikte, faiz problemleri ve hesaplamaları karşınıza kesin çıkar. Mantık soruları çıkacaktır. Örnek vermek gerekirse; sıra sıra sayılar verilerek bir sonrakinin hangi değer alacağını bulmanızı isteyebilir. Bu tür değerler örneğin; bir önceki sayının katı ve biri sonraki sayıya eklenerek ardışık şekilde karşınıza çıkar. Bölünebilme konularıyla karşılaşabilirsiniz. Bazı basit denklemler olabilir. Grafik yorumlama çok sık karşılacağınız konulardan biridir. Örneğin; bir grafik verip grafik hakkında bazı bilgieri verebilir ve bu gösterge hangi yılı kapsar diye soru sorulabilir. Yine grafik sorunlarında aritmetik ve geometrik ortalamaya göre sıralama isteyebilir. En az ve ya en çok hangi yıl satış yapılmıştır gibi sorular çıkabilir.

Şekil sorularıyla da karşılaşabilirsiniz. Belli şekiller verilip hangisi farklıdır diye sorulabilir. Bu gibi soruların mantığını şekilleri hep sağ yatırarak bakıp farkı bulabilirsiniz.

Sözel'de; "aşağıdakilerden hangisi diğerlerin farklıdır" gibi sorular sorulup birbirine yakın ancak farklı olan bir seçenek vardır. Bunu şu sekilde düşünün işçi-işveren, öğrenci-sınıf gibi yani bir kapsanan bir kapsayan şeklinde. Ayrıca apartman soruları, sıralama sorularıyla da karşılaşabilirsiniz. Örneğin; Ahmet ile can alt alta oturmaktadır. Ahmet çift sayıların bulunduğu bir katta Mehmet'te Can'ın 2 kat altında oturmaktadır vs. gibi karmaşık sorularla karşılaşabilirsiniz.

Banka sınavları genelde 1 saat sürer ve 60 tane soru sorulur. Her sorunun 1 dk'sı vardır. Bildiğinizi yaparak, bilmediğinizi sona bırakırsanız zamandan kazananırsınız. Daha sonra tekrar o sorulara dönüp yapabilecek zamanı elde edersiniz.

Bankalar; eğer bu sınavlardan geçerseniz sizi mülakata çağırır. Mülakattan geçerseniz belli bir süre size eğitim verilir. Eğitim sonucunda istenilen şubeye yerleştirilsiniz.

Hayatta ilk defa banka sınavlarına girmek benim için hayal kırıklığıyla sonuçlanan bir olaydır.

Hayatta İlk Defa Sims Oynamak

hayatta ilk defa sims oynamak

Hayatta ilk defa sims oyununu ilkokula giderken 2003 yıllarında oynadım. The Sims, günlük hayatta ki aktivitelerin sanal ortamda sanal ortamda yapılmasını konu edinen bir oyundu. The Sims o yılların en ilgi çekici oyunlarından birisiydi. Çünkü oyunculara oyun içinde bir özgürlük sunuyordu. Kendi evinizi yapabiliyor, ailenizi kurabiliyor, bir işte çalışabiliyor, bir parti verebiliyor kısacası aklımıza gelebilen her türlü aktiviteyi gerçekleştirebiliyorsunuz. Bir çok arkadaşımı günlerce bu oyunun etkisinde kalmıştır.

hayatta ilk defa sims oynamak

The Sims'in Doğuşu

The Sims (Simler), Will Wright tarafından tasarlanan bilgisayar oyunudur. Electronic Arts tarafından dağıtımı yapılmış ve Maxis'in tarafından yayımlanarak piyasaya sürülmüştür. Oyunun türü bir strateji simülasyonudur. "Sim" olarak ifade edilen sanal insanların yaşadığı SimCity (sim şehri) adında bir şehirde geçen günlük aktivitelerinin birebir yapıldığı simülasyondur. Oyunun kullanımı seçtiğimiz bir veya daha fazla simi kontrol etmek günlük ihtiyaçları doğrultusunda istediklerini yapmaktır. The Sims 1 oyunu oynanışı gayet kolay olduğu gibi aileye eklenecek sim artıkça oyunun kontrolü ve oynanışı o kadar zorlaşabilmektedir.

The Sims'i oluşturma fikri Will Wright'ın, 1996 yılında Oakland yangınından dolayı evini ve tüm mal varlığını kaybetmesinden ve bu acı olaylardan esinlenerek doğmuştur. Bu korkunç olaydan sonra Wright, ailesiyle birlikte başka bir yere taşınmaya ve hayatını yeniden kurmaya karar vermiştir. Yaşadığı acıdan doğan Sims onu hayatın bir parçası haline getirmiş ve bir simülasyonunu oluşturmaya karar vererek bu hedefle işe koyulmuştur.

hayatta ilk defa sims oynamak

Wright "Sanal insanlar" düşüncesi ile, bir bilgisayar oyunun sahip olabileceği en iyi konuyu oluşturmuştur. Bu düşüncesi sayesinde 1998 yılında daha gelişme aşamasında olan bu proje, Maxis firmasına bahsedilmiştir. ve Nihayetin de 2000 yılında Electronic Arts firmasıyla anlaşmış ve oyunun piyasaya sürülmesi için gerekli her şeyi elde etmiştir. 2000 yılında projeye Project X (X Projesi) adı verilmiştir. Oyunun yapımına başlandığı yıl, Wright, PC Magazine dergisine oyuncuların kendi oluşturdukları karakterlerle onlara yeni hayatlar kurabilecekleri bir oyunun yapıldığından söz etmiş demeç vermiştir. 2002 yılında, Project X adı, The Sims ile değiştirilmiştir.

Kötü Olaylar

Sims oyununda bazı kötü olaylar vardır. Bunlar sim´lerinizin başına gelebileceklerdir.
Bu kötü olayları oluşma sebepleri;

1. Açlık : Sim´inizin yemek yememesiyle alakalıdır, eğer hiç bir yemezse ölecektir.

2. Elektrik çarpması : sim´inizin bozulmuş eşya tamir ederken başına geldiği durumdur. Bu durum için mechanical(teknik), skill(yetenek) düşükse gerçekleşir ve ölümüne neden olacaktır.

3. Yangın Çıkması : Oyunun içinde barbekü yapıldığında veya fırında bir şey pişerken yangın çıkabilir. Bunun sonucunda yanabilir ve ölebilirsiniz.

4. Bozuk yiyecek : Mikrodalga fırında yada fırında yapılmış uzun süre beklenen bir yemeğin yenmesi sonuncunda zehirlenme gerçekleşir. Mood(ihtiyacı) 0'a düşürür.

5. Veba : Oyunun içinde "Gueina Pig" denen bir hayvanın elinizi ısırmasıyla oluşur. Ve sonucu ölümdür.

Oynanma

Oyunda yönetilen karakterlerden zaten neyi istediklerini anlayabilirsiniz. Sim'in o an ki durumuna bakarak durumu hakkında bilgi edinebilir, ona göre ihtiyaçlarını karşılayabilirsiniz. Yönetmek ve bir sonraki görevleri çok rahat bir şekilde görev sırasına göre yaptırabilirsiniz.

Hayatta ilk defa The Sims oynamak küçükken merak içinde ki beni benden almış bir duygudur.

28 Haziran 2016 Salı

Hayatta İlk Defa Yürümek

Hayatta ilk defa 1991 yılında ilk yaşımda yürümüşüm. Doğal olarak bu bilgiyi ya annenizden ya da babanızdan öğrenmişizdir. Hayatta ilk defa yürümek şüphesiz anne ve babanızın en mutlu olduğu andır. Her seferinde de size hatırlatırlar ve her anlattıklarında da mutlu olurlar.

- Hayatta ilk defa yürüdüğüm an babam, futbolcu olacak ümidiyle bana topa vurmayı öğretmeye çalışıyormuş. Topu her sağ ayağıma koyduğu vakit, ben topa inadına sol ayağımla vuruyormuşum. Ve inanır mısınız bugün hala da sağ ayağımı güçlü vuruşlar yapamıyorum.. -

Doğduğunuzdan itibaren okul hayatımıza başlayana kadar ne öğrenebiliyorsak ailemizin bize gösterdiği temel eğitim sayesindedir. Davranışlarımızı, alışkanlıklarımızı, neleri yapıp neleri yapmayacağımızı, nelerin doğru nelerin yanlış olduğunu bize öğreten ailemizdir. Ailelerimiz bizim disiplinli, tertipli, düzenli ve temiz olmamızı isterler. Çocukluk dönemimiz ailemiz için önemli olduğu gibi bizim açımızdan o kadar önemlidir. İçimizde ki yetenekleri, yapabileceklerimizi, yapmak istediklerimizi hayatta ilk defa ailemiz anlar.

hayatta ilk defa yürümek

Hayatta ilk defa anne demek annelerinizi çok mutlu ettiği gibi Hayatta ilk defa baba demek de babalarınızı o derece mutlu etmiştir.

"Büyüyünce ne olacaksın oğlum / kızım ?" diye sorduklarında hepimizin masumca verdiği cevaplar vardır. Ne kadar önemli ve özel bir sorudur ki hep olmasa bile bazen büyüyünce gerçekleşir. Ailemizin bu sözlerini çocukları büyüyünce onlara hatırlattığında da gözleri dolar ve gururlanır. Nasıl ki hayatta ilk defa öğrendiklerimizden mutlu olan ailemiz, büyüyünce gerçekleşen hayallerimizi duyduğunda da bir o kadar mutlu olabilmektedir.

Toplumuzun yetişmesi ve gelişmesi de ailemizin bize verdiği temel eğitimle başlamaktadır. Toplumdaki bir bireyin davranışı tüm toplumu etkileyebileceği gibi, toplumun davranışı da tüm dünyayı etkileyebilir. Eğitimli birey olabilmek temel eğitimi veren ailemizin bizi yönlendireceği ve vereceği destekle mümkün olabilecektir. Ailemizin vereceği destek sayesinde okuyabilecek kararlarımızı alırken yeteneklerimize göre tercihlerimizi seçebileceğiz. Ve seçeceğimiz her tercih bizi toplumun bir parçası yapacağı gibi aynı zamanda kendi benliğimizi de ortaya çıkaracaktır.

Ailemiz tüm hayatımız boyunca bizim için geleceğimiz için büyük zorluklarla mücadele ederler. Bu yüzdendir ki mümküm olduğunca onlara sahip çıkmalı ve üzmemeliyiz. Ailemizin bizim üzerinde çok emeği vardır. Bizim de onlara karşı bir o kadar minnet borcumuz vardır.

Hayatta ilk defa yürümek her ne kadar hatırlamak zor olsa da muhteşem ötesi bir duygudur. Ve geleceğin bireylerinin de göreceği ve karşılaşacağı hemfikirdir.

26 Haziran 2016 Pazar

Hayatta İlk Defa Lc Wakiki'de Çalışmak

hayatta ilk defa lc wakikide çalışmak

Hayatta ilk defa LC Wakiki'de üniversiteye gittiğim zamanlarda 2010 yılında çalıştım. Öğrencilik hayatınızda zor zamanlar geçirdiğiniz günler olabilir. Belli bir ihtiyacınızı gidermek için çalışmak zorunda kalabilirsiniz. Öğrencilik hayatınızda edindiğiniz tecrübelerin yeri çok ayrıdır. Okurken çalışmak, sizi çalışma hayatınıza hazırlar. İşte böyle bir düşünceyle belli bir süre Part-Time olarak bu firmada çalıştım.

Firmaya genelde tekstil mezunları başvursa da diğer meslek dallarından kişilerle karşılaşmanız içten bile değildir. Bu bile kendi başına LC Wakiki'nin çalışanlarına ve müşterilerine verdiği önemi göstermektedir.

LC Wakiki, yaklaşık 22.000'den fazla çalışanı barındıran, 27 ülkede 592 mağazası bulunan ve her geçen zaman içinde artan, merkezi İstanbul'da olan giyim mağazaları zinciridir. İsmini Hawaii adasında bulunan Waikiki plajından ve Fransızca "arkadaşlar" anlamına gelen "Les Copains" kelimelerinin baş harflerinden almaktadır.

hayatta ilk defa lc wakikide çalışmak

LC Wakiki'de Part-Time olarak çalışılsa dahi yoğun iş temposuna maruz kaldığınız bir ortam vardır. Ancak bu gayet doğaldır. Çünkü müşterilerin ihtiyaçları doğrultusunda onlara gerekli bilgileri vermelisiniz. Hangi müşterilerin hangi ürünleri satın almaları hakkında ve ya sorduklarında yardımcı olmanız gerekebilir. Bir ürünün stokta olup olmadığını kontrol etmeniz ve müşteriye bildirmeniz gerekebilir. Bir standın ve ya bir panonun değişmesi için çalışmanız gerekebilir. Bazen depo da bile yoğunluğun olduğu zamanlarda yardım etmeniz gerekebilir. Her ne şekilde olursa olsun gerçekten yorucu ama insan ilişkilerinizi ve kendinizi ispat etmeniz açısından yine de zevkli bir iştir.

Full time çalışanlar için durum çok daha biraz daha ağırlaşabilir. Ama çalıştıkça tecrübeleriniz sayesinde LC Wakiki sizi hak ettiğiniz yere getirebilir. LC Wakiki'de çalışmak için sabır, özgüven ve titiz olunmalıdır. Herşeyden önce kendinizi ifade edebilecek biri olmalısınız. Kendinizi ifade edebiliyorsanız müşterilere daha gerçekçi olabilir, onları kararsız kaldığı zamanlarda ikna edebilirsiniz. Bu da sizin gelişmeniz açısından önemlidir.

Demem o ki, Hayatta ilk defa LC Wakiki'de çalışmak benim için zevkli ve değişik bir duyguydu.

25 Haziran 2016 Cumartesi

Hayatta İlk Defa Bilgisayar Kullanmak

hayatta ilk defa bilgisayar kullanmak

Hayatta ilk defa bilgisayar'la 1997 yılında internet kafe'de tanıştım.. O yıllar yaşadığımız yerlerde ki internet kafeler, çocukların ve gençlerin akın ettiği yerlerdi. Kimisi internette gezinmek, haber okumak, araştırma yapmak ya da öğretmenlerin verdiği ödevleri yaparken, kimisi de müzik dinlemek, video izlemek, ya da oyun oynamak amacıyla kullanırdı. O kadar yoğundu ki sevgili okuyucular, kafelerde boş masa bulmakta zorlandığınız anlar, saatlerce masa başında beklediğiniz zamanlar olurdu. Her okul çıkışında ya da okuldan kaytarıp internet cafe'ye giden çok arkadaşım olmuştur. Sadece beni ve arkadaşlarımı katmasak bile her yerde de durum aynıydı. Okul bahçelerinde bilgisayar kullananların muhabbetleri, sınıflarda dersler de konuşulanlar hep bunlardan ibaretti. O yıllar bilgisayar öylesine bir dönüşüm ve kitlesel bir hal almıştı ki hayatımızın her alanında yer edinmişti.

Hayatta ilk defa bilgisayar kullanmak çok farklı ve değişik bir duygudur. Daha klavye kullanmakta zorlandığınız, fare hareketlerinde yavaş kaldığınız günlerdi. Bugün hemen hemen herkesin evinde bilgisayar bulunmakla beraber, cebinde ya da çantasında bile bilgisayar görmek mümkündür. Ülkemizde o kadar hızlı yayılmıştır ki ister istemez genci, yaşlısı herkes bilgisayar kullanmak ihtiyacı hissetmeye başlamıştır. Tüm işlerini, yazışmalarını, iletişim sağlamayı daha kolay ve hızlı yapabilir konuma gelmiştir. İnternet'in yaygınlaşmasıyla birlikte sosyal medya ve dahası insanları eskisinden daha çok teknolojiyle bağlı kılmaktadır. Ve bu da kaçınılmazdır.
Bilgisayarın tarihinden söz etmek gerekirse,

İlk Bilgisayar: ENIAC

hayatta ilk defa ENIAC

Hayatta ilk defa gerçek anlamda bilgisayar ENIAC (Electronic Numerator Integrator Analyzer and Computer) firmasının ürettiği II.Dünya Savaşında Alman şifrelerini çözümlemek için icat edilmiştir. Adeta bir ev büyüklüğünde (167 m2) olup tam tamına 30 ton ağırlığında, 19.000 vakup tüp, 6.000 anahtardan oluşan ve saatte 180 kw elektrik harcayan bir makinedir. Sevgili okuyucularım düşünün, bu makinenin şu an ki cep bilgisayarları, tablet ve notebook haline geleceğini kim tahmin edebilirdi. Hatta adı bile bilgisayar(computer) değildi. İçindeki lambalı transistörler çok çabuk ısınıyor ve bozulup sorun çıkarıyordu. Hatta içerisine sızan böcekler dahi vardı. Günümüzde program yazılımı sırasında sorun giderme işlemine debugging (Türkçe deyimiyle böcekten arındırma işlemi) dendiğini bilirsiniz. İşte bu ilk terim ENIAC'tan gelmektedir. ENIAC bozulduğu zaman onarımcılar devreler arasında gezen ölü böcekleri temizlemek için makineyi durdurmak zorunda kalıyorlardı.

EDVAC

hayatta ilk defa EDVAC

Aynı yıllarda matematikçi John Von Neumenin çalışmaları ve görüşleriyle EDVAC (Elektronik Soyut Değişken Otomatik Bilgisayar) adında yeni bir bilgisayar üretimi gerçekleştirdiler. Bu bilgisayar ENIAC'dan tam 10 kez küçük ve 100 defa daha hızlı çalışabilyordu. EDVAC, ona gönderilen komutların diğer verilerde olduğu gibi bilgisayara dışarıdan girilmesini gerçekleştiriyordu. Bu özellik sayesinde programcılar büyük kolaylıklar sağlamıştır. ENIAC'ın ardından çok kısa bir zaman aralığında kullanılmış olan EDVAC, hayatta ilk defa ticari anlamda satışa sunulan ilk bilgisayar olan UNIVAC'ın yapılmasında başrol oynamıştır. ve bu da 1952 yılına dek sürmüştür.

IBM 700

IBM 701

1950 yıllardan sonra vakum tüpler sık olarak kullanılmaya başlanmıştır. UNIVAC ve IBM 700 serisi vakum tüpler kullanılarak yapılan elektronik bilgisayarlardı. Vakum tüpleri çok enerji harcadığından dolayı, daha çabuk ısınıyordu. Vakum tüplerinin ısınması, bu tür bilgisayarların sürekli arıza yapmasının başlıca sebeplerinden biriydi. Vakum tüplerin ebatlarının da bir hayli büyük olması da başka bir sorundu. Bu yıllarda program yazabilmek için kullanılan bilgisayarların donanım özelliklerinin çok iyi bilinmesi gerekiyordu. Bir programın yazılabilmesi için makine dili kullanılıyordu.

IBM 1401 - PHILCO TRANSAC S-200

hayatta ilk defa IBM 1401

1947 yıllar transistörün kullanılmaya başlandığı zamanlardır. Transistörler, vakum tüplere göre az enerji harcayan, ve dahaz az yer kaplayan, fazla ısınmayan elektronik devre elemanlarıdır. Hayatta ilk defa transistör kullanılarak üretilen bilgisayar 1947 yılında yapılan IBM 1401 - Philco Transac S-200'dür.

IBM 360

hayatta ilk defa IBM 360

1960 yılından sonra entegre devreler üretilmeye başlanmıştır. Entegreler binlerce transistörü içerisinde barındıran devre elemanlarıdır. Entegrelerin kullanılmaya başlanmasıyla bilgisayarın kapladığın yerin küçülmesinin, maliyetinin azalmasına ve işlem hızının artmasını sağlamıştır. Manyetik diskler'in üretilmesi ve entegrelerin kullanılmasıyla birlikte merkezi işlem birimleri üretilmeye başlanmıştır. Hayatta ilk defa entegre devre elemanın kullanıldığı bilgisayarlar IBM 360'tır.

Intel 4004 Merkezi İşlem Birimi

hayatta ilk defa Intel 4004

1970 yılından sonra entegre devre teknolojisi hızlı gelişime devam etmiştir. Ve entegreler birleştirilerek chipler üretilmeye başlanmıştır. Hayatta ilk defa entegrelerin birleştirilmesiyle hızlanan ilk merkezi işlem birimi Intel 4004 tür.

1977 yılında piyasaya çıkan Apple, 2 üniversite öğrencisi tarafından bir evin garajında üretilmiştir. Apple'ın klavye ve monitörü bulunmuyordu. Bu bize Bu dönemden sonra artık kişisel bilgisayarların başlayacağı dönemi işaret ediyordu.

IBM PC

hayatta ilk defa IBM PC

Hayatta ilk defa kişisel bilgisayarı IBM firması 1981 yılında piyasaya sürmüştür. Kısa bir zaman diliminde standart haline gelen IBM PC'lerin 4 yıl sonunda tam 1.000.000 adet satıldı. Artık dünyanın her tarafında IBM uyumlu bilgisayarlar üretilmeye başlandı. Üretimi uzak doğu ülkelerinde daha yaygın olarak yapıldı. Yazılımlar da IBM PC uyumlu olarak yazılmaya başlandı.

Hayatta ilk defa popüler grafiksel işletim sistemi 1984 yılında, Apple Macintosh'u sürdüğünde piyasaya girdi. Microsoft firması Macintosh için sözlük işlemci ve elektronik tablo programı yazdı. Hayatta ilk defa IBM şirketi, içinde sabit disk bulunan ilk kişisel bilgisayarı, 1983 yılında PC/XT adıyla piyasaya sürmüştür. Disk, yerleşik bir depolama aygıtı olarak çalışıp, 10 MB idi. 1984'te, IBM, Intel'in 80286 micro işlemcisine dayalı, PC AT adlı yüksek performanslı ikinci kuşak bilgisayarını tanıttı. IBM PC'den üç kat hızlıydı. 1990 yılında, Windows 3.0 piyasaya sürüldü.

hayatta ilk defa Apple Macintosh

hayatta ilk defa PC/XT

1990'lı yıllarla başlayan ve günümüze değin gelinen noktada gelişimin ve teknolojinin durmayacağı hemfikirdir.

İşte geleceğin dünyası da teknolojinin geleceği de bize daha ne gibi süprizlerle karşılaştıracak bunu bilemeyiz ancak şunu iyi bilmeliyiz ki daha teknolojinin başındayız...

Öyleyse demeliyiz ki artık herkes Hayatta ilk defa bilgisayar kullanacaktır..


hayatta ilk defa

Son Yazılar

Son Yorumlar

Banner

Bumerang - Yazarkafe
Bumerang - Yazarkafe
Powered By Blogger

Copyright © Hayatta Ilk Defa | Powered by Blogger